13 Ocak 2013 Pazar


 

BENLİĞİMİZİ TANIMAK ; HARİTAMIZDAKİ GÜNEŞ VE AY’I ANLAMAK.

 

 

Doğduğumuz andan itibaren,  benliğimiz ve vücudumuz,  bireyselliğimizi oluşturma yolunda bir çok süreçten geçer .Hayatımız boyunca yaşadığımız deneyimler, sahip olduğumuz bu kişisel kimliği yapılandırmaya devam eder. Doğum haritamız , bireysel kimliğimize ulaşma sürecinde, kişiliğimizi ve ruh halimizin karakteristik özelliklerini belirleyen dinamikler ve enerjiler hakkında bize bilgi verir. Doğum anında her bireyin yaşamına atılmış bir imza gibi, kişiye özgü bir yaşam yolu belirlenir, kişinin olgunlaşma yolunda yaşayacağı deneyim fırsatları ve buna bağlı olarak hayatına yön verecek önemli kavşakları, dönüm noktaları ve farkındalık kapıları içeren potansiyel seçenekler vardır.

 

İlk aldığımız nefesle birlikte belirlenen, natal haritamız bize verilmiş bir yaşam senaryosu ya da bir hazine haritası gibidir. Bu haritayı elimize alıp baktığımızda herşeyin başladığı bir başlangıç noktası vardır, buna yükselen /ascendant noktası diyoruz : ilk nefes aldığımız anın taşıdığı anlamı, hayat yolumuzda karşımıza çıkacak temaları, yolumuzda nasıl ilerleyecğimizi ve hayata karşı takındığımız tavrımızı yansıtır. Her birimizin spiritüel bir doğası ve yaşamda gerçekleştirmek üzere çabaladığı bir amacı vardır. Her birey yaşamı süresince tamamlanmaya ve  haritasında taşıdığı potansiyelle bütünleşmeye doğru ilerler.

 

Aradığımız hazineyi bireyselliğimizin farkına varmak  ve  bu yapılandırma sürecinde benliğimizi olgunluğa eriştirmek fırsatı olarak düşünürsek, bu anlamda kişiliğimiz ne yollardan geçip olgunlaşacak , “ BEN BUYUM” diyebileceğiniz kişiliği yaratacak özellikleri tanımlayan , klasik astroloji deyimiyle iki IŞIK Güneş ve Ay’dır.

 

Yaşama başladığımız andan başlayarak, edindiğimiz deneyimlerle gelişen kimliğimiz, dış dünyaya yansımaya başlar ve zamanla daha kalıcı, olgun ve yaratıcı bir form alır. Bir birey için en önemli farkındalık bence bu temel karakter özünün ve spiritüel doğanın ne olduğunu anlamak, doğum anının özelliklerinin yansıdığı haritamızda var olan potansiyel yazgının niteliklerini kavramak ve benliğimizin bu dünyada varolma sebebinin bilincine varmaktır.

 

Bunu başardıktan sonra ancak biz bilinçli egomuzu algılayıp, varolan potansiyel enerjilerimizin doğasını ve bu enerjileri en iyi nasıl yaratıcı bir biçimde hayatımıza katabileceğimizi anlayabiliriz. Belki bu yolla kendimiz hakkında edindiğimiz yargıları ve tutumu değiştirebiliriz.

 

Yaşam amacına ve spiritüel doğasına uygun yaşamlar sürdüren bireyler ancak olgunluğa ve mutluluğa erişebilirler. Belki de çevremizde varolan egotistik canavarlar, eminim hepimizin hayatında en az bir tane vardır ; kendinden başka kimseyi önemsemeyen ve  karşısındakini dinlemeyen,sadece kendilerinin dinlenmesini bekleyen, sürekli her halleri ve tavırları ile gözümüze soktukları şişkin EGO’ ları ile asla kendileri ile barışık olamayan bu kişiler, belki hayatlarında özellikle Güneş ve Ay’ın tanımladığı enerjileri anlamadıkları ve arada denge kuramadan, yani kendilerini tam anlamıyla tanımadıklarından, sadece kendilerine ait bir yazgının hayata geçirilmesi ve bütünlenmesi için bu yaşamda olduklarının bilincine varamadıklarından, ne kendileri, ne de başkaları ile uyumlu ve barışık yaşayabiliyorlar.

 

Dane Rudhyar’ a göre doğum haritamız, eğer spiritüel bir yaklaşımla incelenirse, bireyin kişiliği ve ruhsal dünyası ile ilgili gelişiminin en son hali nasıl bir form alacak ve birey kendini bu enerjileri kullanarak nasıl gerçekleştirecek ve başarılı bir ruhsal gelişimi nasıl tamamlayacak gibi soruların ipuçlarını taşımaktadır. Harita bir bütündür ve her nekadar parçalar halinde belli açılardan incelenebilir olsa da, aslında tüm hikayemiz ve benliğimiz ancak tümünün en ince detayına kadar incelenmesi ile anlaşılabilir. Bu da danışan ve astroloğun karşılıklı olarak, bu yolculuğu ortaya koymak için gerekli doğru soruları sorması ve doğru cevapları alması ile gerçekleşebilir. Her yaşın ve dönemin ihtiyaçları ve amaçları farklıdır. Bir astroloğun, Progres haritasında Yeni Ay yaşayan biri ile Dolunay fazı yaşayan birinin soracağı soruların ne olabileceğine dair bir fikri vardır ve bu kişilerin hayatlarında farklı beklentiler içerisinde kendisinin kapısını çaldığını bilir.

 

Howard Sasportas, haritasında örneğin Güneş’i Koç burcunda olan birini otomatikman , cesaretli, gözüpek ve atak bir savaşçı olarak varsaymamalıyız demektedir, o kişi hayatta başarılı olmak ve ruhsal yolculuğunda amacını gerçekleştirmek için bu burcun özelliklerini kullanarak bireysel kimliğini oluşturmalıdır. Kişi doğduğu andan itibaren özünde taşıdığı bu potansiyel enerjileri kullanarak, bu kimliğe doğru gelişir, bu bilinçli bir niyetle geliştirilebilir karakteristik özellikler bütünüdür, eğer bunun farkında olursak kendimizi gerçekleştirme yolunda, olgunlaşmaya doğru ileri adımlar atabiliriz.

 

Haritamızdaki AY; kişiliğimizdeki dişil enerjileri, annelik yapma dürtümüzü nasıl ortaya koyduğumuzu, kendi annemizi nasıl deneyimlediğimizi, duygu dünyamızı, bizi sarsan ,üzen, sevindiren durumlarda dürtüsel olarak nasıl tepkiler verdiğimizi, ruh halimizin özelliklerini ve genel olarak, toplum içindeki kültürel ve dini koşullandırılmamız çerçevesinde hayata nasıl tepki verdiğimizi yansıtır. Diğer yandan bizim ev halimizi de tanımlar, evimize girip, dış dünyadan koptuğumuz anda kendi başımıza nasılız bunu anlamamıza yardımcı olur. Dış dünyada tanınmak istediğimiz yanımızı genel olarak yükselen burcumuzda yer alan burca göre belirleriz. Ay’ın bulunduğu ev ise hayatın hangi alanında daha hassasız, bu enerjileri hangi alanlarda daha çok kullanıyoruz ve ortaya koyuyoruz bunu anlatır. Ay’ın aldığı açılar ise Ay’ın özelliklerini hangi yollardan olumlu veya olumsuz olarak yansıtıyoruz açıklar. Örneğin Ay’ı Jüpiter ile olumlu bir açı yapan birey, hayata karşı daha açık ve umutla dolu,pozitif açılımlar içeren bir konumdadır. Ay’ı Satürn’le açı yapan bir kişi ise açının türüne göre daha kapalı ve içe dönük, çekingen veya temkinli davranan biri olur.

 

Ay,  hepimizin en dürtüsel ve kişiliğimizin doğumla gelen en içsel niteliklerini taşıyan parçamızdır. Kişiliğimizi geliştirken, bu özellikleri anlayıp, hayatımızdaki rolünü ve bize ne gibi avantajler ve dezavantajlar sağladığını bilirsek, kendimizi ona göre yapılandırabiliriz. Temel duygusal ve bedensel ihtiyaçlarımız çekirdeğinde aynı kalır, çocukluğumuzdaki anne-çocuk ilişkisini, hayatımızdaki diğer ilişkilere de taşırız. Bunu anlamak, kendi kurduğumuz ilişkilerde de beklentilerimizi bize tanımlar. Haritamızdaki Ay, Güneş’e göre daha az değişikliğe uğratabileceğimiz yönlerimize işaret eder.

 

Haritamızdaki GÜNEŞ;  Kişiliğimizdeki aktif, dinamik, süreçlere açık ve hayatımız boyunca yapılandırdığımız bireysel kimliğimizi oluşturan enerjileri ifade eder. Benliğimizdeki eril enerjileri, babamızı ve babamızla olan ilişkimizin doğasını anlatır. Yaşam yolunda karşımıza çıkacak engelleri hangi silahlarla ve donanımlarla aşabiliriz bize bunu anlatır. Bütünleşmiş bir birey olabilmek için, Güneş’imizi yaratıcı bir biçimde ifade etmeliyiz. Güneş’in haritamızda bulunduğu eve ve burca göre hayatımızın hedeflerine odaklanırız ve bu alanda kendimizi geliştirmeye çabalarız. Güneşimizin ifade ettiği özellikler bizim geliştirmemiz gereken, “BEN BUYUM” diyebileceğiniz kimliğinizi yaratan özelliklerdir. Hayat yolumuzda Güneşimize aldığımız transitler, progres haritalarda Güneş’in konumu ve aldığı açılar, bu bireysel kimliği oluşturma yolunda hangi süreçlerden geçeceğimizi bize anlatır.

 

Jung’cu psikoanalist Ean Begg,  benliğimiz ile egomuzun bireyselleşme yolunda geçirdikleri transformasyonu anlatırken: Benliğimizin, duygusal ve spiritüel genetik potansiyelimizi taşıdığını ve çocukluğumuzda yaşadıklarımızla şekillenerek , egomuzun bilinç-üstü enerjilerle yoğurulması ile bizi bireysel kimliğimize ulaştırdığını öne sürmektedir.

 

Bu açıdan bakarsak astroloji, dürüstçe kendini tanımlayabilen, kendini kabul etmiş ve hoşgörü geliştirmiş , fonksiyon gösterebilen egolar taşıyan sağlıklı bireyler haline dönüşmekte bizlere yardımcı olabilir. Benliğimizi, egomuzla bütünleştirerek, haritamızdaki iki Işığı Güneş ve Ay’ı tanımakla olgunlaşabiliriz, bir bakmışız ışığı araken kendimizi bulmuşuz.

 

Naz Bayatlı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder